Ekleme Tarihi 27.05.2017
Bilgi teknolojileri ve haberleşme sektöründe Türk markaları ile varlığımızı ispatlamak ve saha olmaktan çıkıp oyuncu olmak için savunma sanayiinde gösterdiğimiz başarı hikayesini bu alanda da gerçekleştirmek amacıyla kurulan, tüm Türkiye’yi kapsayacak Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK) basına tanıtıldı.
OSTİM OSB Konferans Salonu’nda gerçekleşen; sektörel gelişmelerin değerlendirildiği, Küme tanıtımı ve hedeflerinin paylaşıldığı toplantıda, yerli ve milli markalar ile üretime yönelik önemli mesajlar verildi.
“Yerli ve milli haberleşme teknolojileri takımı kuruyoruz”
Toplantının açılışında konuşan OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın, haberleşme ile ilgili yatırımların, savunma sanayii ile ilgili yatırımlardan çok daha büyük rakamlar tuttuğunu bildirdi. Savunma sanayiinde Türkiye’nin ciddi kazanımları ve yerli ve milli olarak yaptığı çok ürün olduğuna dikkat çeken Aydın, “Orada çok şeyin farkındayız ve biraz da mecburiyetten, zorunluluktan ve kurumsal yapısından kaynaklanan bir başarı hikayesi olduğunu hep beraber görüyoruz. Haberleşme alanı da savunma alanı kadar belki ondan da stratejik. Çünkü savunmanın da arka planında haberleşme teknolojileri var. Eğer bu teknolojileri yerli ve milli olarak kendimiz yapamazsak, hayata geçiremezsek, savunmada da bir takım şeyler buraya bağımlı olduğu için sonuçta orada da bir takım kısıtlamalara gidileceği çok açık. Bu nedenle biz bu sektörü çok önemsiyoruz.” dedi.
“Bunun yerli ve milli olmasına, Hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın hassasiyetlerine uyuyoruz.” diyerek sözlerine devam eden Başkan Aydın, “Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız da
bu ihaleyi yaparken bu hassasiyetlerden kaynaklı bu ihalenin şartnamesine yüzde 45’lik bir yerlilik oranı koymuş. Bunun nasıl hayata geçirileceğini şu anda Türkiye tartışıyor. Biz bunun bireysel çabalarla yapılabileceğine çok fazla inanmıyoruz. Bir firmanın, bir şirketin tek başına üstlenebileceği, yürütebileceği, sonlandırabileceği bir faaliyet olarak görmüyoruz. Bu nedenle sektörde bu çabayı sarf edecek, gelecekte ülkemizin bu teknolojilerin de kazanımına yol açacak bir yerli milli takım kuruyoruz. Yerli ve milli haberleşme teknolojileri takımı kuruyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Yapmadıklarımızdan da sorumluyuz”
Orhan Aydın konuşmasında ayrıca şu hususlara vurgu yaptı: “Gelecekte ülkemizin bu sektörde bütün ürünlerini yerli ve milli yapacak bir yolculuğa çıkılacak. Firmalar, üniversiteler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri hep beraber bir seferberliğin başlangıcı gibi bunu algılayacağız. Bu nedenle bu kümelenmeyi kurma ihtiyacı duyduk. Her ne kadar OSTİM olarak biz bu alanın tamamını kapsamasak da bunu başka yapan yoksa, bu işe hamilik yapmak üzere, ‘Yapmadıklarımızdan da sorumluyuz’ anlayışıyla kümelenme faaliyeti başlayıncaya, hayata geçinceye, kendi kendine yeterli hale gelinceye kadar bunun yanında ve içinde olacağız. Her türlü faaliyetlerinin destekçisi olacağız. Bizim diğer kümelenme faaliyetlerimizde olduğu gibi bu sektörde Türkiye’nin önemli bir ihtiyacını göreceğine de yürekten inanıyoruz.
Bu işin yürütücüleri, yöneticileri de bu işin kahrını çekmiş, bilgi, beceri ve donanıma sahip olan arkadaşlarımız sağ olsunlar, gönüllü olarak görev aldılar. Onların yanında durmaya kararlıyız. Ülkemizin gelecekte iyi neticeler alacağına inancımızı devam ettiriyoruz.”
“Üç tane ürün satmak hedefi ile yola çıkmadık”
HTK Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Raşit Gülhan, sektörel verilerle desteklediği sunumunda; kümenin ilkeleri ve hedeflerini anlattı. Telekom sektörünün son 10 yıllık alt yapı yatırımlarının 55 milyar TL tutarında olduğunu kaydeden Gülhan, “Bu 55 milyar TL alt yapı yatırımında Türk şirketleri gerçekten milli ve yerli çözümlerle ne aldılar?” diye sordu.
Abdullah Raşit Gülhan şöyle devam etti: “Haberleşme altyapısında 2016 yatırımlarına baktığımız zaman; yüzde 58’inin mobil, yüzde 42’sinin sabit yatırımlar olduğunu görüyorsunuz. Bizim bu yüzde 58 ve yüzde 42 yatırımların hepsine aday olan bir kümelenmemiz var. Kümelenmemiz sadece sabit, sadece mobil için geçerli değil. 4.5G’de yüzde 45 yerli ürün isteniyor. Yüzde 10 da KOBİ’lerden isteniyor. Türkiye’de ürettikleri ürünlerden yüzde 10 isteniyor. Bu çok önemli bir rakam. 55 milyar TL; 10 yılda kabaca 5.5 milyar TL yılda. Bunun yüzde 45’inin Türkiye’de olması, ülkemizde kalması… Bu sadece üretim satışı mı demek? Bu aslında teknoloji kazanımı; sizin ülkenizde bir Samsung, Alcatel, Ericsson veya Huawei çıkması demek.
Biz üç tane ürün satmak hedefi ile yola çıkmadık. Bu kümelenmenin temel argümanı; Türkiye’nin telekomünikasyon ve bilişim alanında dünyadaki devler gibi marka çıkarmasıdır. Markası güçlü olmayan ülkeler gelecekte başkalarının sömürgesi haline geleceklerdir. O bakımdan biz bu siyasi irade ve mevzuatı çok önemsiyoruz. Üniversite ve sanayilerin istekleri de ortada. OSTİM’in diğer alanlardaki kümelerinin başarılı çalışmalarından da aldığımız çok pozitif dersler var. Biz bu derslerle yürüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde Çin’de, Turkcell ve Huawei Türkiye’de yerli üretim için bir anlaşma yaptı. Daha önce dört kere açılan bir fabrikada Huawei tekrar ürün üretecek. Bu ürün bizim tarafımızdan sıkı bir şekilde gözlenecek. Biz bu ürünün nasıl üretildiğini, hangi süreçlerde olduğunu mutlaka izleyeceğiz. Burada eğer ‘dört vida sıkılarak’ bir ürün geliştiriliyor ve bu milli kabul ediliyorsa, bunu milli ve yerli kabul eden hiç kimse bizim için yerli ve milli olamaz. Bunun altını net ve kalın çizgilerle çiziyorum. Eğer Huawei veya başka bir yabancı şirket Türkiye’de yerli çözüm ürettiğini söylüyor ise bunu kabul eden insanlar, bizim için yerli ve milli olamazlar. Biz bunun için gerekli her türlü mücadeleyi, her türlü zeminde yapmaya kararlıyız. Çünkü biz bu memleket, bu millet için gönüllü neferleriz.”