Yerli ve Milli Üretim Ekosistemi Proje Geliştirme Çalıştayı’nda konuşan BTK Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Bugün, Türkiye’nin ileri teknolojili ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 4 civarında ve bunu çok süratli bir şekilde artırmamız gerekiyor. Bunun yolu da yüksek teknoloji içeren ürünleri yerli ve milli imkanlarla üretip hem kendi ihtiyaçlarımız için kullanmak hem de ihraç etmekten geçiyor.“ dedi.
Yerli ve Milli Üretim Ekosistemi Proje Geliştirme Çalıştayı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Merkez Yerleşkesinde gerçekleştirildi. BTK ev sahipliğinde OSTİM ve KOSGEB’in katkılarıyla düzenlenen çalıştaya BTK Kurum Başkanı Dr Ömer Fatih SAYAN, OSTİM Başkanı Orhan Aydın, KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt ve kamu ve sektör temsilcileri katıldı.
YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM AR-GE’DEN GEÇİYOR
Yerli ve milli üretimin öncelikle Ar-Ge faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesinden geçtiğini belirten Dr. Sayan, “Gelişmişlik düzeyi ile Ar-Ge yatırımları arasında doğrudan bir ilişki olduğunu görüyoruz. Nitekim dünyadaki Ar-Ge yatırımlarının %80’den fazlası Amerika, Avrupa ve Japonya’da yapılıyor. Ar-Ge süreçleri de üretimi ve inovasyonu getiriyor. Küresel bir dünyada yaşıyoruz. Ortadoğu’daki bir aile, Hindistan’ın adını bile duymadığı bir kentinde yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonucu üretilen yazılım ya da donanıma haiz bir ürünü kullanıyorsa –kısaca ifade edeyim- Ar-Ge: özgürlük demektir. Senin özgürlüğün, ailenin özgürlüğü, milletinin ve medeniyetinin özgürlüğü demektir. 1980’li yıllarda Türkiye’nin gerisinde olan Güney Kore, Ar-Ge ve inovasyona yönelik faaliyetlerinin meyvesini bugün ihracatının yüzde 30’unu yüksek teknoloji ürünlerinden sağlayarak topluyor. Bu, en büyük atılımlarımızı 80’lerden sonra yapmış olmamıza rağmen böyle… Bugün, Türkiye’nin ileri teknolojili ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 4 civarında ve bunu çok süratli bir şekilde artırmamız gerekiyor. Bunun yolu da yüksek teknoloji içeren ürünleri yerli ve milli imkanlarla üretip hem kendi ihtiyaçlarımız için kullanmak hem de ihraç etmekten geçiyor.” dedi.
YÜKSEK KATMA DEĞERLİ ÜRÜN İHRACATINDA YETENEĞİMİZİ GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR
Dr. Sayan, konuya ödemeler dengesi açsından bakıldığında ortaya çıkan tabloyu şöyle aktardı:
“•2016 yılı cari işlemler dengesinin 32,61 milyar Dolar yani yaklaşık 114 milyar TL açık verdiğini görmekteyiz.
•2016 yılı 4.5G ve 3G için yapılan toplam yatırım tutarı ise yaklaşık 3 milyar TL olarak gerçeklemiştir.
•Ülkemizde elektronik haberleşme sektöründeki yatırımların tamamına yakınının ithalat yolu ile karşılandığını dikkate aldığımızda, sadece 4.5G ve3G altyapıları için yapılan yatırımların cari açığın %2,6’sına tekabül ettiği görülmektedir. Sektörün tamamına baktığımızda ise bu oranın %4-5’lere ulaştığını görmekteyiz.
•Cari açığın azaltılması için ise, sadece ithalat oranlarının azaltılarak ihracat oranlarının artırılması yetmemekte, Ülkemizde katma değeri yüksek ürünlerin ihracatına ayrıca bir önem vermemiz gerekmektedir. Nitekim Ülkemizde 1 kg ihraç malının ortalama değeri 1.4 Dolar civarında hesaplanırken, bu oran gelişmiş ülkelerde 5 Dolar civarındadır. Bununla birlikte, Ülkemizin ihraç malları arasında kg’ı 1 dolar olan domates de yer almakta, 1 kg’ı 675 bin dolar olan hassas göz içi lensleri de yer almaktadır.
•Bir de, buradaki üreticilerimizin çoğunluğunun ilgi alanını oluşturan yazılım ürünlerinin ihracatı var ki, bu ürünlerin değerini kg ile ölçmemiz mümkün değil. Bu noktada artık Sayın Başbakanımızın dediği gibi, “Akıl Teri” önem kazanıyor ve bir “bir fikrin değeri” milyon dolarlarla ölçülebiliyor. Dolayısı ile bizim yüksek katma değerli ürün ihracatında yeteneğimizi geliştirmemiz gerekmektedir.”
YERLİ ÜRETİM ÜLKEMİZE BÜYÜK KATKILAR SAĞLAYACAK
Yerli üretim adına kaydedilecek ilerlemelerin sadece ithalatın azalması ile kalmayacağı, ihracat açısından da ülkemize ve firmalarımıza büyük katkılar sağlayacağını anlatan Dr. Sayan, “Yerlileşme çalışmalarımız bize ihracat kapılarını da açacak ve “Türk malı” ürünlerimiz, özellikle Ortadoğu gibi yeni pazarlara ve hatta olgunluğa ulaşmış batı pazarlarına ihraç ediliyor olacaktır. Hem ithalatın azalması hem ihracatın artması ile cari açığı, azalması yönünde ciddi derecede etkileneceğini tahmin etmemiz zor değil. Söz konusu hedeflere ulaşılmasında işletmeciler kadar üretici firmalarımıza da önemli görevler düşmektedir. Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz ederek üretim güçlerini doğru bir şekilde kullanmaları gerekmektedir. Böylece, arz talep dengesi sağlanarak elektronik haberleşme sektörüne yönelik bir üretim ekosisteminin geliştirilebileceğini öngördük, öngörüyoruz.” diye konuştu.
BTK OLARAK FARKINDALIĞIN ARTIRILMASINA ÇALIŞIYORUZ
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu olarak, yerli ve milli üretimin geliştirilmesinde kamu, sivil toplum kuruluşları, üniversite, sanayi iş birliğinin tesis edilmesini hayati derecede önemli bulduklarını hatırlatan Dr. Sayan, “Bu kapsamda:
Yerli malı belgeli ürün kullanımı ve KOBİ yükümlülüklerine ilişkin üretici firmaları, üniversiteleri, teknokentleri, sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını bilgilendirmek,
Fikir alışverişinde bulunabilmek amacıyla etkinlikler düzenlemek,
Sektör paydaşları tarafından yapılan etkinliklere destek ve katılım sağlamak,
Ülkemiz ve geleceğimiz açısından taşıdığı değere dikkat çekmek,
Tüm paydaşlar nezdinde farkındalığın artırılmasını sağlamak yaptığımız çalışmaların omurgasını oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
ULAK, ASLINDA YAPAMAYACAĞIMIZ BİR ŞEYİN OLMADIĞININ GÖSTERGESİ
Ülkemizin mobil haberleşme şebekesi ekipmanlarında dışa bağımlılığı ve dolayısıyla cari açığının azaltılması noktasında büyük öneme haiz ULAK 4.5G baz istasyonu tasarım ve üretimi gerçekleştirildiğini vurgulayan Dr. Sayan, “Özellikle 4.5G yetkilendirmelerinden sonra yerli üretim konusunda önemli mesafeler kat ettik. Bu kapsamda ilk aklımıza gelen örnek, ULAK projesidir. Hem Savunma Sanayi Müsteşarlığı hem de konsorsiyumda yer alan firmalar ile yürütülen yoğun çalışmalar sonucunda bugün için artık kullanıma hazır bir ürünümüz bulunmaktadır.
Bunun gibi buradaki üreticilerimizin de irili ufaklı birçok ürününün mobil veya sabit elektronik haberleşme şebekelerimizde kullanıldığını biliyoruz. Bugün burada yapacağımız çalıştaylarda da bu alanda daha neler yapabileceğimizi tartışacağız. Mobil şebekenin en kritik unsurlarından birini oluşturan baz istasyonunu yerli ve milli imkanlarla geliştirmiş olmamızın, aslında yapamayacağımız bir şeyin olmadığının da en güzel göstergelerinden biri olarak görüyorum. Yeter ki sektörümüzde, rekabetten önce iş birliğinin önemini anlayalım, güç birliğinin sektörümüzdeki gerekliliğini fark edelim, bencilliklerimizi bir tarafa bırakalım, duygularımızı insaniyetimizle yönlendirelim. Önce iş ortaya koyalım. “Önce ben” demeyelim, “Önce memleket”, “önce insan” demeyi bilelim. Kültürel değerlerimizin de bize öğrettiği birleşmenin, iş birliğinin sektörümüz için çok daha elzem olduğunu gözden kaçırmayalım.” şeklinde konuştu.
Sayan, çalıştayın geleceğimizin iyi planlanması adına, ülkemizin ve dünyadaki diğer ülkelerin ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretilebilmesi için üretim yeteneğimizin doğru konumlandırılması ve üretim kapasitemizin artırılması için önemli iş birliklerine vesile olmasını temenni ederek konuşmasına son verdi.
YERLİ VE MİLLİ ÜRETİM PAYINI ARTIRMAMIZ GEREKİYOR
Açılış programında konuşan OSTİM Başkanı Orhan Aydın yerli ve milli imkanlarla iletişim sisteminin tamamının yazılım ve teknoloji olarak ülkemizde üretilmesi gerektiğini belirtti. İlgili kurum ve kuruluşlarla birlikte Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi adı altında bir araya gelindiğini belirten Aydın “Türkiye’nin bütün imkan ve kabiliyetlerini bir araya getiren Türkiye milli takımını kurduk ve bu potansiyeli kendi ihtiyaçlarımızı üretirken kullanmak istiyoruz.” dedi.
KOSGEB Başkanı Prof. Dr. Cevahir Uzkurt ise konuşmasında, ülkemizin geleceği açısından, dışa bağımlılığımızı azaltarak yerli ve milli üretimin payını artırmamız gerektiğinin altını çizdi. Dışarıya bağımlı olmayan, gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme gücüne sahip bir ülke olarak ürettiğimiz yüksek katma değerli bu ürünleri markalaştırmayı ve Türk Malı olan bu ürünleri başka ülkelere de ihraç etmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Son olarak BTK Kurum Başkan Yardımcısı Gazali Çiçek, Telekomünikasyon alanında yerli ve milli üretim için kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler ile bir araya gelerek milli bir seferberlik ilan edilmesi gerektiğini vurguladı. Amaçlarının şebekenin tamamını yerli ve milli imkanlarla uluslararası standartlara uygun şekilde yapmak olduğunu belirtti.
Açılış konuşmalarının ardından çalıştay bölümüne geçildi. Oluşturulan Anten ve anten kontrol ekipmanları, Radyo erişim şebekesi ve ekipmanları, Transmisyon ve anahtarlama şebeke ekipmanları, Çekirdek şebeke, veritabanı, iş zekası yazılım ve donanım ürünleri, Faturalama ve müşteri hizmetleri yazılımları, Güvenlik, operasyon ve iş destek yazılımları, Enerji ve iklimlendirme ekipmanları, Kapsamlı sistem projeleri gruplarının çalışmaları gün boyunca devam etti.